20 Kasım 2012 Salı

Modernizmin dindeki yeri

MODERNİZMİN İLAHİYAT FAKÜLTELERİNE GİRİŞİ VE İSLAM TERAKKİYE MANİ DEĞİLDİR , MESELESİNİ MAHV EDİŞİ HAKKINDADIR.
(Dinin değerlerinin ritüel ve içerik kavram ve mantalite olarak revize edilmesi zamana uydurulması ameliyesinin adı modernizmdir. Ve modernizm tanrıtanımazlığın Müslümanlara oryantalistleri okumak ve etkilenmek yoluyla bulaşan akıl hastalığıdır. ) paragrafının açıklamasını istemişsiniz . . aşağıdadır.

---
diyanet işleri başkanının ''dağda ay gözetlemenin zamanı değil, o geçti...'' ifadesi ; bir düşünce tarzının ürünüdür. buna modernizm diyoruz. kendisinin düşünce dünyasının ve onu şekillendiren unsurlarını onu okuyanlar bilir. ankara ekolü diye de bilinen bir genel ilahiyat anlayışı ve ilahiyat grubu vardır türkiyede.
''CHP cumhuriyeti''nin dini anlayışı doğrultusunda bir dönem hayat şansı bulan bu okulun mensupları ve öğrencileri, cumhuriyet öncesi dönemden beri dini ilimler tahsil edenlerin '' cevap vermeye çalıştıkları, -din terakkiye mani değildir- problemine cevap vermeye çalışırlar.
beslendikleri ana düşünce -dinin asıllarının yozlaşmas
ı hurafelerin dini kültüre katılması sebebiyle geri kaldığımızdır-.
dinin terakkiye mani olmadığını bu hurafe dedikleri şeyleri ayıklayarak yapmaya çalışmaktadırlar.
halbuki din ile bilim konuları itibarıyla farklıdırlar ve bu metodla dinin terakkiye (gelişmeye ) engel olmadığını isbat etmeye çalışmak yanlıştır.
dini kültüre karışmış hurafeleri temizlemek dini iki aslını orijinal kaynaklarından öğrenmekle ,; dini bilgiyi kritik edebilme alt yapısını kazandıktan sonra allahı n rızasını kasdederek , ve ondan istimdat ederek , hurafelerin kitap ve sünnette ve ana kaynaklarda yerlerinin olmadığını isbat ederek olur. olmalıdır.
kaldı ki bin kusur yıl boyunca islam alimlaei uyumamış ve bu işi sürekli yapmışlardır. benim ittila alanımda hurafe ve dini bilgi arasında bir karışıklık söz konusu değildir mesela.
ama ilahiyatçıların bu grubu temel kaynaklara ve onların kritik edilme ilimlerine ittila etmediklerinden ya da yetersizliklerinden dolayı bocalama içindedirler. Bu yetersizlik halindeyken dini bilgiyi anlama –öğretme ve savunmaya kalkınca en kolay yol olan inkar ederek kuranda yok o halde islamda yoktur savunmasına dönmektedirler.
okul müfredatlarında göz önünde bulundurmak durumunda oldukları oryantalist araştırmacıların İslam kültürüne eleştirileri karşısında yenildikleri konular da vardır. Ve onları da cevaplayamadıkları için eleştirmekte , cevap veremediklerini de islamda yoktur diye inkar etmektedirler.
batıdaki dini araştırma kuruluşlarının eserlerine cevap verecek ilim adamları onlar değildir. İşte dinin terakkiye mani olmadığını isbat etmek onlara kaldı zannetmektedirler.
biz imanımızı savunuyoruz. Onlar küfürlerini gizlemeye çalışıyorlar , diyeceğim vesselam…
MODERNİZMİN İLAHİYAT FAKÜLTELERİNE GİRİŞİ VE İSLAM TERAKKİYE MANİ DEĞİLDİR , MESELESİNİ MAHV EDİŞİ HAKKINDADIR. 
(Dinin değerlerinin  ritüel ve  içerik  kavram ve mantalite olarak   revize edilmesi   zamana uydurulması ameliyesinin  adı  modernizmdir.  Ve modernizm   tanrıtanımazlığın  Müslümanlara oryantalistleri okumak ve etkilenmek yoluyla bulaşan   akıl hastalığıdır. )  paragrafının   açıklamasını istemişsiniz .  . aşağıdadır. 

---
diyanet işleri başkanının ''dağda ay gözetlemenin zamanı değil, o geçti...'' ifadesi ; bir düşünce tarzının ürünüdür. buna modernizm diyoruz. kendisinin düşünce dünyasının ve onu şekillendiren unsurlarını onu okuyanlar bilir. ankara ekolü diye de bilinen bir genel ilahiyat anlayışı ve ilahiyat grubu vardır türkiyede. 
''CHP cumhuriyeti''nin dini anlayışı doğrultusunda bir dönem hayat şansı bulan bu okulun mensupları ve öğrencileri, cumhuriyet öncesi dönemden beri dini ilimler tahsil edenlerin '' cevap vermeye çalıştıkları, -din terakkiye mani değildir- problemine cevap vermeye çalışırlar. 
beslendikleri ana düşünce -dinin asıllarının yozlaşmas
ı hurafelerin dini kültüre katılması sebebiyle geri kaldığımızdır-. 
dinin terakkiye mani olmadığını bu hurafe dedikleri şeyleri ayıklayarak yapmaya çalışmaktadırlar. 
halbuki din ile bilim konuları itibarıyla farklıdırlar ve bu metodla dinin terakkiye (gelişmeye ) engel olmadığını isbat etmeye çalışmak yanlıştır. 
dini kültüre karışmış hurafeleri temizlemek dini iki aslını orijinal kaynaklarından öğrenmekle ,; dini bilgiyi kritik edebilme alt yapısını kazandıktan sonra allahı n rızasını kasdederek , ve ondan istimdat ederek , hurafelerin kitap ve sünnette ve ana kaynaklarda yerlerinin olmadığını isbat ederek olur. olmalıdır. 
kaldı ki bin kusur yıl boyunca islam alimlaei uyumamış ve bu işi sürekli yapmışlardır. benim ittila alanımda hurafe ve dini bilgi arasında bir karışıklık söz konusu değildir mesela. 
ama ilahiyatçıların bu grubu temel kaynaklara ve onların kritik edilme ilimlerine ittila etmediklerinden ya da yetersizliklerinden dolayı bocalama içindedirler. Bu yetersizlik halindeyken dini bilgiyi anlama –öğretme ve savunmaya kalkınca en kolay yol olan inkar ederek kuranda yok o halde islamda yoktur savunmasına dönmektedirler. 
okul müfredatlarında göz önünde bulundurmak durumunda oldukları oryantalist araştırmacıların İslam kültürüne eleştirileri karşısında yenildikleri konular da vardır. Ve onları da cevaplayamadıkları için eleştirmekte , cevap veremediklerini de islamda yoktur diye inkar etmektedirler. 
batıdaki dini araştırma kuruluşlarının eserlerine cevap verecek ilim adamları onlar değildir. İşte dinin terakkiye mani olmadığını isbat etmek onlara kaldı zannetmektedirler. 
biz imanımızı savunuyoruz. Onlar küfürlerini gizlemeye çalışıyorlar , diyeceğim vesselam…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder