İMAN TEVHİD ŞİRK VE TEVESSÜL İLE ALAKALARI VE TEVESSÜLE ŞİRK DEMENİN İÇERİĞİNE GÖRE HÜKMÜ
İMAN TEVHİD ŞİRK VE TEVESSÜL İLE ALAKALARI VE TEVESSÜLE ŞİRK DEMENİN İÇERİĞİNE GÖRE HÜKMÜ II
Ama bütün bunların şöyle bir başlıkla ifade edilmesi bazen kafa karıştırabilmektedir.
Tevessül , Allahtan bir fayda elde etmeyi umarak ya da Allahın bir
zararı bertaraf etmesini umarak bir peygamberin ismini anmak bir
velinin adını anmak ve bu suretle Allahın onun duasını kabul
edeceğini ummaktır.
Amellerde emrine itatat edilen (mükafat vereceği ümidi veya cezalandıracağı korkusu ve duygusuyla ) yalnızca Allahtır.
Şirk koşmak ; ortak koşmaktır. Bir varlık hakkında şirk koşmak demek ;
varlığın da , sıfatlarında ya da bir fiilinde birisi hakkında onun
benzeri var , onun yaptığını bir başkası da yapar ya da yaptığını
yaparken o işi bir başka varlıkla birlikte yaptılar şeklinde inanmak
ya da buna ihtimal vermektir.
Allahın var bir ve bütün
kemal sıfatlarla muttasıf ve bütün noksanlılardan yüce olduğuna ,
peygamber gönderip emredip nehyettiğine inanmak tevhiddir.
Allah
gibi bir varlık ; onun bazı ya da bütün özelliklerine sahip bir
varlık olduğuna ; Allahın bir başka varlıkla birlikte ortaklaşa
alemi ayratıp istediği gibi hükmedebildiğine inanmak ; Allaha ortak
koşmak denilen şeydir. Yani şirktir.
Yalnız sendne yardım
dileriz , yalnız sana ibadet ederiz, dusturları fayda ve zarar vermeye
gücü yeten tek varlığın Allah olduğuna inanmak demektir. Ve yukarıda
anlatıldığı gibi ibadet edilmeye layık tek varlık odur. Bizim de
ibadet ettiğimiz tek varlık Allahtır.
Allahın fayda veririken
bazı kullarını bu faydayı vermede vasıta kılması ya da Allahtan bu
fayda ya da zararla alakalı bir şey istenilirken bazı amellerle
Allaha yakınlaşılma metodu ya da bazı şahıslardan dua istenilerek
ve Allah katındaki değerleriyle Allaha niyaz edilerek Allahtan
kendisine faydalı olanın istenilmesi şirk değildir.
Dua ederken
, dini bir emri yerine getiriken , dünyevi bir olayda çözüm ararken
inançlarımızın amellerimizi işlerken tatbikindeki bu düşünsel ve
içeriksel detaya dikkat edilmesi imandandır. İmanın değerlerinin
gereğidir.
Allahın bir nesneyi canlıyı ya da cansızı genelde ,
mümin ya da kafir bir insanı özelde ; bir peygamber ya da Salih bir
mümini en özelde bir hayra vesile etmesi , bizlerde onların Allah
gibi ya da Allahtan bağımsız bir fayda ve zarar verebildikleri inancı
oluşturuyorsa iman dairesi dışına çıktık demektir. Kendimizi iman
edenler arasında saysak bile gerçekte bu şirktir.
Allahın
bir peygamber ve ya Salih insanı vesile ederek bize onun üzerinden
bir fayda veya zarar vermesini , fayda veren yalnızca Allahtır
dusturuna daynarak reddediyorsak bu ; sünnetullaha ve kuran ve
sünnetteki ilgili naslara ve mahiyetlerine muhalefet olduğundan
eyetlerin reddini içerirse küfür. Ayet ve hadisleri anlamamaktan
kaynaklanırsa değerlendirme zafiyeti sebebiyle büyük günah olur.
bir peygamberin ya da Salih insanın hayattayken meşru olan manasıyla
Allah tarafından bir fayda vermede ve ya zararı def etmede vesile
kılınabileceğini kabul edip , onlar vefat edince bu şirk olur demek
mukabere ve dini değerleri değerlendirme zafiyetidir. Bir şey
insan hayattayken şirk olmaz ama o ölünce şirk olur demek gülünç
ötesidir.
Bir peygamber ve ya Salih insanın Allah katında
değerlerini Allaha bir ihtiyacını talep ederken anıp ey Allahım
falancanın katındaki değeriyle de senden bu ihtiyacımı bana
lutfetmeni niyaz ederim demek kitap ve sünnete uygun bir ameldir. Ve
yalnız senden yardım dileriz yalnız sana ibadet ederiz , ayetini
kuran ve sünnetin itikad değerleri ifade eden ayet ve hadisleriyle
anlamayan bir kardeşimiz . umarım Allahı kasdederek yazdığım bu
açılamalardan sonra bu iki ayette geçen değerler kavramlar ve
mahiyetleri çerçevesinde meseleyi algılama durumunda olur.
elbette manaların kalbte yer bulup kavranılması da, iman gibi Allahın
bir lutfudur. Ve elbette Allah kulunu bir diğer kulunun bir şeyi
anlamasına vesile kılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder